Merhabalar,
bugün ki yazımda yakalandığım ve kurtulduğum kanser olan nöroblastoma değinmek istedim. Önceki yazımda çocukluk çağı kanserlerinin pek fazla bilinmediğini belirtmiştim. Yine bir bilinmeyenlerin içinden nöroblastom ile devam edelim.
Nöro birşey birşey
Nöroblastom, böbrek üstü bezinde ve vücuttaki farklı bölgelerde bulunan ve de genç sinir hücrelerinden kaynaklanan kötü huylu bir tümördür. Verilerini kaynak edinmiş olduğum KAÇUV ile röportajımızda da nöroblastomun en korktukları kanser türü olduğu belirtmişlerdi. Vücudun her yerinde oluşabileceğini söylediğimiz nöroblastom, en sık böbreküstü bezinde veya karın bölgesinde görülmektedir ki benim de karın bölgemde idi. Bu kanser türünün sebebi bilinmemekle beraber sık olarak bebek anne karnında iken oluştuğu, sonraları da gerileyip kaybolduğu bilinmektedir.
Çocukluk çağı kanseri diye diye bitiremediğimiz ve bitirmememiz gereken görülmesi en sık olan kanser türleri arasında beyin tümörü birinciliği tutarken sonrasında nöroblastom gelmektedir. Çocukluk çağı kanserlerinin %8-10 kadarını oluşturan nöroblastom, erkek çocuklarda daha sık görülmekteymiş. Görülmekteymiş diyorum çünkü konuştuğum, tanıştığım, destekleştiğim nöroblastom ile savaşmış kişilerin hepsi kız çocuğu. Enteresan... Vakaların %60'ı ilk 2 yaşta görülür ve 10 yaşından sonra nadirdir.
İdrar yolu enfeksiyonu ve antibiyotiklerden nöroblastom ve kemoterapiye...

Bilimsel verileri de verdikten sonra kendi hikayemi yine bu bağlamda anlatmak isterim. 2 yaşındayken korkunç karın ağrısı çektiğim için soğuk taşlara yatıyormuşum. Konuşamadığım içinde "acıyor" gibi tek düze kelimeler söyleyerek derdimi anlatmaya çalışıyormuşum. Ayıptır söylemesi idrardan da kan gelince ailem apar topar hastanenin yolunu tutuyor. Bu hastaneye gidip dönme olayları sürekli yaşanıyor ve bana her seferinde "idrar yolu enfeksiyonu" teşhisini yapıştırıp antibiyotiği de elime tutuşturup yolluyorlar. Bir iyi olur gibi olup tekrar doktora diye diye o dönemde almış olduğum antibiyotiğin haddi hesabı yok. Sağ olsunlar 2 yaşında böbreğimi fazla antibiyotik kullanıma bağlı olarak elime alacakken babam yine gittiğimiz bir doktorun yakasına yapışarak bu çocukta başka bir şey var anlasanıza gibi bir çıkış yaparak hayatımı doktorların kurtarması gerektiği yerde kendisini kurtarma adımını atıyor. Alanında çok iyi bir doktor beni elle muayene ediyor falan filan derken "hiçbir leyi yok, bıcır bıcır çocuk" diyor. Arada ağrım olmadığı an o doktora denk gelmiş sanırım, bendeki de ne şans ama... Artık birisi sanırım MR çekmeyi akıl ediyor da kafam kadar tümörü görüyorlar çok şükür. Şaka bir yana çok bilgim olmasa da 97 yılında ki tıbbi görüntüleme hizmetleriyle şimdiki arasında eminim ki teknolojik olarak, ekonomik olarak, bilinç olarak, yaydığı radyasyon olarak dahi hissedilecek bir fark vardır. Diyeceğim o ki, 2 yaşının da vermiş olduğu enerjiyle de hareket ederken ağrım olmayıp sabit durduğumda deli gibi ağrı çekiyormuşum. Meğer tümör sabit bir tümör değilmiş. Karın boşluğunda yüzüyormuş, bir yerde durduğunda da ağrı yapıyormuş.
İdrar yolu enfeksiyonu ile çıktığımız bu teşhis serüvenine 3.evre nöroblastom ile noktalamış bulunuyoruz.
Bir sonraki yazıda görüşürüz!
Kaynak:
https://www.kacuv.org/wp-content/uploads/2015/12/noroblastom1.pdf
Yorumlar
Yorum Gönder